Cinselliğin Özgürlüğü: Vertigo Etkisi

By: arzukara
Categories:
Cinselliğin Özgürlüğü: Vertigo Etkisi
Cinsellik; evrenin var oluşundan beri süregelen, süregeldikçe düşündüren, düşündürdükçe arzu nesnesine dönüşen, dönüştükçe bazen değer biçilen bazen de değersizleştirilen kavram.
Değer biçilmek ve değersizleştirmek arasındaki kaygan zeminde spektrumun neresinde kısmı ise insana özgü, biricik.
Sex bir deyişle öz şevkattir. Kişinin kendine duyduğu değerin projeksiyonudur. Projekte ettiği inançları, değerleri, deneyimleri ve arzularıdır. Öz şevkatin altını ‘kendini tanımak ve kabul etmek’ doldurur. Öze şevkat yolu eğer ‘sağlıklı’ modellerle öğrenilip otantik benliğimize işlemediyse, yol biraz çetindir. İçsel hoşnutsuzluklarımızdan kurtulmak, gerçek benlikle ideal benliğin mesafesini yaklaştırmak, belki de Nietzsche’nin kulaklarını çınlatacak olursak ‘Amor Fati’ deyimi ile kaderini sevmeyi içermektedir.
Sartre’ın bakış açısından, insan önce var olur, kendisi ile karşılaşır, dünyada kendini var eder ve kendine yer açar ve ancak bunlardan sonra kendi özünü tanımlayabilir. Bu önerme kimlik, değerler, kişilik gibi özümüzü oluşturduğunu düşündüğümüz bütün unsurların varoluştan sonra geldiğini öne sürmektedir.
Peki bunların cinsellikle ilgisi ne? Ne menem bir şeydir bu cinsellik?
Etkisi; kendine değer vermenin değer görmen ile, kendine- hayata- insanlara karşı öznel duruşunun, cinsellikte partnerinle ilişkinin ‘pek çok zaman’ doğru orantılı gitmesiyle alakalı.
Kısacası öznel gerçekliğimizin dışavurumudur.
Cinselliğin öznel değeri ile ilişkisinde öne çıkan önemli kavram ise özgürlüktür. Gerçek sınırlarımızı ve özgürlüklerimizi keşfetmek… Hayatımıza alan açması ya da alanları daraltması keşfettiği özgürlüğün hayatına katılışındadır. Michel Foucault’ a göre ruh bedenin hapishanesidir. Ruhu özgürleştirmek ise vertigo etkisi. Sebebi ise sorumluluk yüklü oluşu. Kolay değil dikenini teninden çıkarmak, içsel hoşnutsuzluklarını kabul edip hayatına katmak, var olanlarına kanaat etmek ve değer biçmek. Bu işi anestezi almadan yapmak ise hayatına katacakların ya da kabul edeceklerin için en kalıcı yol. Hissetmek lazım sende yarattığını, yaratacağını..
Salt özgürlük, emek ve seçimlerin bütünüdür de aynı zamanda. Fakat en çok da an’da kalmayı, an’ı değerlileştirmeyi, hissetmeyi, almak- vermek ilişkisindeki dengeyi, dünsüz ve yarınsız bir yaşam stilini sunar.
Zordur, yorucudur fakat değerdir.
Sonrası ne mi?
İstersen özgürlüğün verdiği mutluluk, belki de mutsuzluk.
Özgürlüğün mutluluk vereceğini kimse bize garanti vermedi.
Fakat kendini tanıma yolculuğunda hayatı anlamlı kılmanın verdiği mutluluğu kimse de göz ardı etmedi.
Hayatın için, hayatının temel içgüdülerinden biri olan cinsellik için denemeye değer !